Tokyo 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları geride kalırken, ne kazanılan madalyalar, ne kırılan rekorlar, ne de nefes kesen finaller. Oyunlara spor kültürüyle yoğrulmuş Japonların tepkisi damgasını vurdu. Pandemi...
Tokyo 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları geride kalırken, ne kazanılan madalyalar, ne kırılan rekorlar, ne de nefes kesen finaller. Oyunlara spor kültürüyle yoğrulmuş Japonların tepkisi damgasını vurdu. Pandemiye inat IOC, Japon Hükümetinin tereddütlerine rağmen oyunları oynatıp bitirdi. Modern Olimpiyatların kurucusu Fransız Pierre de Coubertin, Olimpiyat fikrini ortaya attığında olimpizmin temel felsefesi, beden gücü ve becerisi ile birlikte insan aklının gelişmesini amaçlayan ve böylece insanın tüm niteliklerinin bir uyum içinde gelişebileceğini düşünen bir felsefeydi. Olimpik felsefenin amaçlarına ulaşmasında, olimpizm’deki milli, siyasi, ekonomik, etkilerden uzak oluş etkendi. Olimpiyatın ruhu ise amatörlüktü. Yani sporu hiç bir maddi kazanç elde etmeden yapan insanların saf ve berrak mücadelesiydi. Madalyalardan çok maliyet konuşuldu Tokyo 2020 Olimpiyatında yer alan 46 disiplinde verilen 339 madalyanın kimlere gideceği değil, oyunların ev sahibi ülkeye bıraktığı mali külfet daha çok konuşuldu. Tokyo 2020 Oyunları şu ana kadar düzenlenen oyunların içinde maliyeti en fazla olan Olimpiyat olarak tarihe geçti. Oyunlardan önce 7,3 milyar Dolar olması beklenen maliyet, Devlet alt yapı yatırımları hariç 15,4 milyar Doları geçti. İşin içine pandemi de girince Japonya külliyen zarar etti. Ülkenin yüzde 80'i Olimpiyatları istemiyorken, gösteriler oyunlar başladığında bile dinmemişken, neden Japon Devleti oyunları yapmakta bu kadar ısrar etti. Zira bu harcanan paraya ülkede tam teşekküllü 300 Hastane yapılabilirdi. Japonya'nın Yaz Oyunlarını Tokyo'ya almak istemesinin üç nedeni vardı. Birincisi ülkede yaşanan depremler, tsunamiler, seller ve nükleer felaketlerin sosyal yaralarının bu oyunlarla sarılması düşünüldü. Üzülen Japonların bu oyunlar sayesinde morallerinin bir nebze de olsa yükseltilmesi amaçlanıyordu ama tersi oldu. Japon halkı oyunlara sonuna kadar karşı çıktı. İkinci ve asıl amaç ise ezeli rakipleri Çin'in gölgesinde kalmamaktı. Zira Çin 2008 Oyunları sonrasında bu işten en karlı çıkan ev sahibi ülkelerden birisi olmuştu. Hem ekonomik anlamda, hem de sosyal boyutunda Çin, Olimpiyatları çok iyi kullandı. Bir de bunun üstüne 2022'de yapılacak Kış Olimpiyatlarının Beijing'de yapılacak olması, Japonları son derece rahatsız etti. Ekonomide resesyona giren ve büyüme hızı, hızla düşen Japonya'nın GSMH'sı 26 kat artarak 14.7 Trilyon dolara ulaşan Çin karşısında mutlaka bir şeyler yapması gerekiyordu. Tokyo Olimpiyatlarını; bilet satışları, sponsorluklar ve yayın hakları ile sıfır maliyetle yapmayı uman Japonlar pandemi ile yıkıldılar. Bilet satışlarından beklenen 900 milyon Dolar gelir gelmezken, bir çok firma sponsorluk anlaşmalarını geri çekti. Hal böyle olunca, 9 milyar Dolar olması beklenen sponsorluk gelirlerinden sadece 3,3 milyar Dolar gelir elde edebildiler. Olimpiyatların turizme sağlayacağı katkı da, pandemi nedeniyle gerçekleşmedi. Oyunlar süresinde hemen her sektörde Japon mallarının satışı artacağı yerde azaldı. Oysa 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 2012 Londra olimpiyatlarını düzenleyen ülkeler ev sahibi olarak hem kar elde etmişler, hem de ulusal markalarının dünyadaki global satışları artmıştı.
Olimpiyat düzenlemek artık karlı değil mi? Küreselleşme ile birlikte Olimpiyatların da maliyeti ikiye katlandı. Pandemi de olunca Japonlar zarar etti. Olimpiyat işinden kimler kazançlı çıktı diye bakacak olursak, karşımıza iki kurum çıkıyor. Bunlar IOC ve NBC. Amatör bir ruhla yapılması gereken Olimpiyatlardan en büyük kazancı, oyunları düzenleyen Uluslararası Olimpiyat Komitesinin elde ediyor olması ne kadar da ironik. Sadece yayın haklarından 4 milyar Dolar IOC'nin kasasına gitti. Japonya'nın yayın haklarından elde ettiği gelir ise sadece 1,3 milyar Dolar, yani tüm gelirin yüzde 27'si. Yayınlar pek çok ülkede şifreli kanallardan veridi 46 spor disiplininde dünyanın en iyi sporcularının katıldığı bir organizasyonu acaba dünyada kaç kişi izleyebildi. Çünkü yayın bir çok ülkede kablolu kanaldan ya da şifreli platformlardan yayınlandı. NBC, Olimpiyat sayesinde tarihinin en büyük karını elde etti. Öyle ki 2032'ye kadar olan Olimpiyat yayın haklarının parasını şimdiden ödediler. Bizler TRT sayesinde oyunları izleyebildik. Ama kendi sporcularımızın bir çok müsabakasını, Japon rejisinin tercihleri nedeniyle izleyemedik. Japon sporcuları ve Birleşik Devletler sporcularının neredeyse tamamını izledik. Eminim ki, Oyunlara katılan diğer 194 ülke de benzer şekilde sporcularının tamamını izleyememiştir. Oysa amatör bir ruhla, sporun evrensel gelişimi amaçlanan oyunların, her yaştan, daha çok insana ulaştırılması gerekmez miydi? Japonya gibi teknolojinin zirve yaptığı bir ülkenin aynı anda yapılan spor karşılaşmalarının tamamını vermesi çok zor olmasa gerek. Bazı müsabakalarda 154 kamera ile bir görüntüyü üç boyutlu vererek hava atmasını bilen Japonlar bunu akıl edemedi mi? yoksa IOC'nin umrunda mı olmadı? 2024'de Fransa Yaz Olimpiyatlarında Karate yok, Break Dans var!.. IOC, Güreşte erkekler için serbest stil ve Greko-Romen güreş ağırlık sınıflarını değiştirdi ve kadınlara daha fazla ağırlık eklemek için altı kategoriye indirdi. Spor Tırmanışında iki ek etkinlik konurken, Halterde 4 etkinlik daha az yapılacak. 2020 Yaz Olimpiyatları'nda çıkış yapan sörf, spor tırmanış ve kaykay ile birlikte break dans yeni bir spor olarak 2024 oyunlarına eklendi. Beyzbol, softbol ve karate ise 2024 programından çıkartıldı. Paris için olmasa bile belki 2028 Los Angeles için e-sporun Olimpiyatlara alınması konuşuluyor. IOC, artık gençlerin ilgilendiği sporları Olimpiyatlarda görmek istiyor. Çünkü bir çok global markanın en büyük müşterilerini gençler oluşturuyor. Eğer siz Karate'yi oyunlardan çıkartıp, Berak Dansı alıyorsanız, Pandemiye rağmen, protestolara rağmen oyunları yaptırıyorsanız, yayın ihalesi verip, milyarlarca insana oyunları izlettiremiyorsanız, o zaman spor tamamen ekonominin esiri olmuş demektir. Esir olan bir sporun, Olimpiyatın ruhundan bahsedilemez.