Yeni futbol sezonu başladı. Üstelik seyircili… Tribünler çiçek açtı… Bu ortamları ne de özlemişiz…
Takımlar, kulüpler yasasına ve de patronlarının kasasına göre transferlerini yaptı, güçlerine güç kattı.
Süper Lig’de 2021-2022 sezonunun ilk haftasında 26 gol atıldı.
Eh… Fena sayılmaz… Allah bereket versin…
Hakem hataları vardı…
VAR yine devreye girdi, adaletin terazisi gibi işledi ve gözden kaçanları tashih etti.
Buna da eyvallah…
Fenerbahçe cephesinde ilk golü, geçen sezonun hayal kırıklığı olarak nitelendirebileceğimiz Mesut Özil kaydetti. Şampiyonluğa oynayan bir takım için deplasmanda alınan galibiyet, tek golle de olsa iyidir.
Geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş, evinde ağırladığı Çaykur Rizespor’u 3-0’la gönderdi.
Deplasmanda Yeni Malatyaspor’la karşılaşan Trabzonspor, sezona 5-0’lık süper bir galibiyetle başladı. Bu skor, Karadeniz Fırtınası’nı ilk hafta itibarıyla liderlik koltuğuna taşıdı. Haydi hayırlısı…
Galatasaray ise ligin yenisi Giresunspor’la dış sahada oynadı. 2-0’lık bir galibiyetle sezona başlayan sarı-kırmızılı ekip, İstanbul’a 3 puanla döndü…
Marcos’un takım arkadaşına yaptığı affedilemez…
Fakat Marcos’un 50 metreden depar atarak takım arkadaşı Muhammed Kerem Aktürkoğlu’na yaptığı neydi öyle?
Bu nasıl bir düşmanlık? Bu nasıl bir kinlenme? Ve bu nasıl bir fair-play anlayışı?
Bir futbolcuyu, takım arkadaşına kafa ve yumruk atacak kadar öfkelendiren ne olabilir ki?
O kerem ki, takım arkadaşının bu çirkin hareketine karşılık vermedi. Futbolunu oynadı. O Kerem ki, Galatasaray’ın yaptığı kupa maçında takımını yalnız bırakmadı… Üstelik attığı golle de G.Saray’a tur kapısını araladı…
Aslında bu golü, Marcos’a attı desek, yeridir…
Sana küfür etti ise, sahada maçı yöneten hakemler, kenarda ise teknik direktörün Fatih Terim var…
Bu nasıl bir anlayış?
Sen kabadayı mısın, futbolcumuzun be kendini bilmez?
Görevi, fair-play çerçevesi içinde tüm gücünü sahaya yansıtmak olan futbolcu böylesine çirkin bir olaya nasıl tevessül edebilir?
Futbolcunun tam ismi: Marcos Do Nascimento Teixeira…
Yetiştiği yer: Brezilya…
Yani, futbolun gelmiş geçmiş en büyüğü olarak kabul edilen Nascimento Arnantes Pele’nin memleketi… Üstelik, Pele’nin Nascimento soyadını da taşıyor Marcos…
Çok ayıp etti…
Ekmeğini yediği Galatasaray’a karşı ayıp etti…
Takım arkadaşı Kerem’e karşı ayıp etti.
Sarı-kırmızılı tüm futbolculara ayıp etti.
Türk futbolseverlere karşı da ayıp etti…
Bakalım PFDK bu davranışı nasıl cezalandıracak…
Bakalım, Galatasaray Yönetimi bu futbolcuya nasıl bir ceza verecek…
Bakalım, Fatih Terim bu çirkin olay karşısında nasıl bir tavır sergileyecek…
Marcos ile Kerem’i barıştırmak çözüm değildir…
Sen taa Güney Amerika’dan gelip, ligimize misafir olmuşsun…
Misafirsen, misafirliğini bil…
Marcos bilindik davranışları hep sergilemiş
Kısaca geçen sezona göz atıldığında, gördüğü kırmızı ve sarı kartların sayısı bu futbolcunun hırçınlığını gözler önüne seriyor…
Arkadaşlarına davranışı… Rakip futbolculara karşı agresif tutumu…
Geçen sezon Galatasaray ile Ümit Milli Takım arasında oynanan maçta bu kez rakip oyuncu Halil Dervişoğlu’na tokat atmış. Ve bu maç gerilim yaşanmaması adına yarım kalmış. Marcos aynı Marcos… Huylu huyundan vazgeçmiyor…
Göz yumulmuş, ceza almadan sıyırmış…
Takım içinde, kampta, idmanda ve farklı ortamlarda sergilediği yanlış tutumlar, kırdığı potlar hep göz ardı edilmiş…
Sen, bütün bu yapılanların üzerine sünger çekersen; elin oğlu gelir; daha sezonun ilk maçında, kendi takım arkadaşına çakar kafayı…
Mesele bundan ibarettir…
Bu çirkinliğin cezası mutlaka ağır olmalıdır…
Yoksa ipin ucu bir kaçarsa, daha da önü alınamaz…
Bizden söylemesi…
