Hatırlayacaksınız geçen haftayı TMOK Fair Play Ödülü için Balıkesir’de geçirmiştik, bu hafta şöyle bir Bornova havası alalım mı?
Şimdi Bornova dediğimizde, Homeros Vadisi, Çiçekliköy, Yakaköy. Yeşilova Höyüğü, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Küçükpark. Büyük Park ilk etapta aklınıza gelecek.
Spor yönüne bakacak olursanız da, futbolun oynandığı ilk yer… Türkiye'deki ilk futbol maçı 1890 yılında İzmir'de, Bornova’da oynandı. İki takım oyuncuları da Bornova'da ticaret yapan İngilizlerdi. Vikipedi şöyle not düşmüş: Modern futbol, Türkiye'de 19. yüzyılın sonlarında oynanmaya başlandı. Dönemin anlayışına göre futbol İslam gelenekleriyle bağdaşmadığından bu spor dalının öncüleri Müslüman olmayan azınlık mensuplarıydı. Özellikle İzmir’deki Rum, Ermeni, İngiliz ve İtalyan asıllılar, kendi aralarında kurdukları takım ve kulüplerde futbol oynamaya başladılar. 1877'de İzmir'de futbol, azınlıkların oynadığı, Müslümanların da seyrettiği bir oyun olarak dikkati çekti. İzmir'de Giraud, Chernaud ve Whittal aileleri futbolun öncüleri oldu. 1894'te İzmir'de kurulan Football Club Smyrna (İzmir Futbol Kulübü), 1906 Ara Olimpiyatlarına katıldı ve Danimarka takımının ardından ikinci oldu.
Futbolun ilk oynandığı tarihten tam 140 yıl sonra, 2017 yılında futbolun Anadolu topraklarında ilk oynandığı nokta olan Bornova Orduevi ve Yavuz Selim İlkokulu’nun karşısında, 159 sokak ile 162 sokağın kesiştiği dönemin çayırlık alanına, ayakkabısından tozluğuna, şortundan formasına dönemin futbolcularını temsil eden 2 metre 70 santimetre boyunda futbolcu heykeli dikildi. Bornova’nın geçmiş dönem belediye başkanı Olgun Atila tarafından yaptırılan futbolcu heykelinin ayaklarının üzerinde durduğu topun üzerine de “Türkiye’de ilk futbol oyunu 1877 yılında burada oynanmıştır” yazısı yazıldı.
Heykeltraşlar Neda İsmail Ata ile Can Aktaş’ın eserinin açılış töreninde Olgun Atila, Bornova’nın bir spor kenti olduğunu belirterek, “Bizler 10 yıl sonra Milli Takımımızda Bornova’dan 5 oyuncu gördüğümüzde hedefimize ulaşmış olacağız” diye konuştu. Olgun Atila’nın döneminden sonrayı da eklersek 5 yıl geride kaldı, ama “Bornova Futbolu”nda her hangi bir ilerleme görülmedi dersek yalan olmaz… Olgun Atila görevi bıraktı, Mustafa İduğ geldi ama bilirsiniz devlette devamlılık esastır…
Bornova’da futbol sohbetinin açılmasıyla birlikte hep aynı sözleri duyarız: “Futbolun ilk oynandığı yer Bornova” diye… Elbette spor tarihimizde, Bornova için bu çok ama çok önemli. Nedense yıllardır böyle bir nimetten yararlanamadı, Bornova futbolu… Hep övünüyorlar. Şu kadar çok futbol kulübümüz var. İzmir’de en fazla spor tesisi ve futbol sahası biz de diye? Bir de şu an İzmir futbolunun can damarı olan tek stat da Bornova’da. Üstelik belediyeye ait…
Bornovalılar, futboldaki varlıklarıyla yerden göğe kadar hava atmakta haklılar…
Ama gel gör ki; futbolun ilk oynandığı şehirde gümbür gümbür ses getirecek, Türkiye’yi titretecek, Avrupa’da nam salacak “Futbol Şehri” olduğunu kanıtlayacak bir hamle ne yazık ki yapılmıyor, yapılamıyor…
Bunu geçmişinde futbol da bulunan Mustafa İduğ’dan da bekledim ama nafile!..
O “Basketbolu Süper Lige taşıyacağız” dedi, demesine de… Taşıdığı yer Karşıyaka oldu!..
Mustafa başkan futbolun tam göbeğinde… Futbol hastası, eski futbolcu, yönetici, başkan…
Ne yazık tüm ipler elinde olmasına rağmen kuklayı doğru olarak oynatamıyor… “Acaba oynatmasını engelleyenler mi var?” diyenlere de ara sıra kulak vermeden edemiyorum!
Lütfen yanlış anlamayın. Kukla burada mecazi anlamda!
Açıklamak gerekirse, şehrin en güçlü makamında ve futbol bilgisiyle olması gerekeni belki de kendince haklı sebeplerle yapamıyor…
Bornovalılar, İzmirliler Mustafa Başkanı iyi tanıyorlardır. Öncelikle “Bornova Çocuğu…” Uzun yıllardır, aklında hep “doğduğum, büyüdüğüm, okuduğum şehri yöneteceğim” düşüncesi vardı. Bu şansı da yakaladı!
Tanımayanlara da; Mustafa İduğ’u kısaca şöyle tanıtalım mı acaba?
Şu an Bornova Belediye Başkanı…
1962 yılında, Bornova’da doğdu. Bornova Suphi Koyuncuoğlu Lisesi mezunu. Yüksek Lisans ve Doktora Yaşar Üniversitesi’nde yaptı. 1980 yılında otomotiv sektöründe ticari faaliyetlerine başladı. İyi derecede Almanca, akademik seviyede İngilizce ve orta düzeyde Yunanca biliyor. Evli ve iki çocuk babası.
Ticareti iyi biliyor, otomobil sektöründe zirvede. Faaliyetine devam eden ticari yatırımları şöyle: İduğ Yedek Parça Ltd. Şti., Atak Taşıt Yedekleri AŞ, İduğ Petrol Ltd. Şti., İduğ Gıda Grubu Şirketleri.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi, Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi (Yarı Zamanlı). Geçmiş dönemde Bornova Belediyesi Meclis Üyeliği, Bornova Belediyesi Spor Kulübü Başkanlığı, Bornova Belediyesi Encümen Üyeliği, İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Ege Otomotiv Derneği Başkanlığı, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği, Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanvekilliği, İzmir Ekonomik Kalkınma Kurulu Üyeliği, Bornova Masterler Futbol Kulübü Başkanlığı, Altay Kulübü Başkan Yardımcılığı, Bornova Belediyespor Kulübü Başkanlığı görevlerinde bulundu…
Adının önünde dikkat ederseniz, “Dr.” Yazar. Doktor ama tıp doktoru değil. Akademisyen doktorluk… Tezli doktorasını verdiğinden aldığı unvanı…
Futboldan nerelere geldik… Biz de; konu konuyu açıyor… Siyasetten uzaklaşmak en iyisi değil mi?
Bornova’nın futbol heyecanı üst liglerde olmalı diye düşünürken, son yıllarda halkı spor salonlarına çeken ve heyecan yaratan “Bornova Basketbolu”ndaki “Bornova Belediyesi-KSK evliliği”ne anlam veremeyenler çok oldu. İşi bilen birisi olarak uzun uzun anlatmaya gerek yok. İnşallah, uzun soluklu olur diyorum ama ümitli miyim? Nedense bunu bilemiyorum…
“Ekonomik şartlar” dolayısıyla lige katılmayı düşünmeyen, yer aldığı Basketbol 1. Ligine son anda “Katılım Bedeli”ni “Satarız” mantığı ile yatırdığı iddia edilen Bornova Belediyespor’a, “Karşıyaka Spor Kulübü ile işbirliği ne getirecek?” diye sorgulayanlar, cevabı da kendileri veriyor:
“Bu model her yıl bir başka belediyede deneniyor. Ne yazık yıllardır menajerlerin elinde oyuncak oldu. Kazanan hep menajerler… Kaybeden belediyeler, kulüpler ve genç sporcular…”
Fikrimi soracak olursanız bekleyip görmeyi yeğliyorum.
Gerçekten Mustafa İduğ’u severim…
Bornova’ya yakışıyor…
Bornova’da gelenekler, Bornovalı belediye başkanları olarak sürmesi açısından, İduğ’un başkanlığı kentte mutlulukla karşılanmıştı. “Bir Bornovalı gitti ama diğer Bornovalı geldi” diyenler oyları tek tek sandığa atmıştı.
Elbette her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Kollar sıvanınca, hizmet yarışı bazen kaldığı yerden devam eder. Bazen de sil baştan…
Dr. Mustafa İduğ’un makamına oturduğu günden bu yana icraatlarına baktığında büyük bölümünde başarılı olduğunu görmek insanı mutlu ediyor. Hele hele bu arkadaşın, kardeşin gibi sevdiğin biriyse elbette mutlu oluyor ve göğsünü de kabartıyorsun. Havasını mı? Biz atmayı sevmeyiz!
Bornova’daki amatör spor kulüplerine, özellikle de futbol takımı olan kulüplerle ilgisi, onlara her alanda destek olarak maddi manevi moral vermesi de, amatör kulüpleri mutlu ediyor. Başkanın bu tutumuna karşılık olarak Bornova’daki amatörler artık silkinmeli ve “sen-ben kavgası”nı bir kıyıya bırakıp, üzerinden süngerle mi, silindirle mi geçerler? Bilemem. Kesinlikle bunları geçmişte bırakıp, yok etmeliler… Öne çıkan, çıkmak isteyen takımlara yol vererek profesyonelliğe doğru hızlı bir geçiş yapmalıdırlar. “Türkiye’de futbolun ilk oynandığı şehir Bornova” havasını da doyasıya atmak istiyorlarsa, hakkını layıkıyla vermeliler…
Bornova sadece futbolcu yetiştirmiyor.
Bornova’dan çeşitli branşlarda çıkan yıldızlara bakın… Semtleri, mahalleleri tek tek saymanın bir yararı yok. Bütünlüğü korumak için “sporcu fabrikası” diyeceğimiz bu bereketli topraklarda sizi seven, bu işi de bilen belediye başkanı varsa suçu kendinizde aramanız gerekir!
Ne yapın, ne edin; hikayenin sonunu “Şampiyonluk” ile tamamlayın artık!..
Elbette bunları söylemek kolay. Düşünmek de öylesine… Ama gerçek Ziya Gökalp’in sözünde saklı: “Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur. “
İnanıyorum… Bornova futbolu Mustafa İduğ’u da aralarına alıp; birlik, beraberlik oluşturarak, bir de dengeleri korumayı başarırsa mutlu sona ulaşır… İşte o zaman zor kolaylaşır…
Başkan İduğ’un kulüpleri bütünleştireceğine, bunu gerçekleştireceğine de inanıyorum. Yüksek lisans ve doktora derecelerini Yaşar Üniversitesi’nden “Aile Şirketlerinin Kurumsallaşması” üzerine yaptığı çalışmalarla yönetim ve organizasyon alanında çeşitli akademik yayınlara imza atması bunun en güzel kanıtıdır. İduğ’un bu işin eğitimini alarak, tezlerini başarıyla verdiğine göre de “Bornova Futbolu”, beraberinde de “Bornova Sporu” için bulunmaz bir Hint kumaşı olduğunu söylemeliyim…
Bence bunu da başarırsın, arkadaşım… Biz her zaman yanındayız!.. Can Yücel’in şu sözünü unutma:
“Çünkü hayat; birinin tüm kalbiyle senin yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor.”