Süper Lig’de şampiyonluk yaşamış, beşinci büyük unvanına sahip, Anadolu’nun büyük umudu Bursaspor,  İbrahim Yazıcı’nın ardından büyük bir çöküş sürecine girdi. Erkan Körüstan’la başlayan hatalar zinciri yeni seçilen başkan Hayrettin Gülgüler’le ayyuka çıktı. Bursaspor’un kapısına kilit vurulacak hale geldi. Ve maalesef koskoca kulüp tarihinin en kötü günlerini yaşıyor.

Diğer başkanların hatalarını uzun uzadıya yazacak değilim. Elektriği, doğalgazı kesilmiş, icra dosyaları birikmiş bir kulübü devralan bir yönetimden bahsediyorum.

İkinci başkan Emin Adanur yaptığı açıklamasında, “Öncelikle kapalı olan transfer tahtasını açacağız, kulüp çalışanlarının paralarını ödeyip, futbolcu alacaklarını düzgün bir takvime bağlayacağız” dedi. Dediklerini harfi harfine yaptı transfer tahtası açıldı, alacaklar ödenmeye başladı. Buraya kadar tamam, yönetimin arkasında durulmasını, “Şeffaf olacağız” sözüne de güvenerek ayakta alkışladık.

Peki ya sonra…

Yapılan 17 transfer… Bu alınan topçular kimin raporuyla alındı? Cevap yine ikinci başkandan; “Bruno dışında teknik heyetin kararıydı. Sadece  Bruno’yu ben aldım”. Teknik heye iset: “Bizim onayımız alınmadı…

Haydi bakalım ‘Buyrun cenaze namazına’. Sonuç ilk maçta bir tweet ve ardından istifa eden bir teknik heyet.

Böylece Bursaspor’da kaos dönemi başlamış oldu.

Bir maçlık Ali Aköz  ve sonrasında Fatih Tekke devri.  Bursaspor’da kaos başlamıştı bir kere Tekke’nin takıma oynattığı futbol, bütün okları üzerine çekmişti. Tuzla maçının ardından Fatih hocaya da teşekkür edilerek yollar ayrıldı. Ardından, “Bu hoca mı gelmeli, yoksa şu mu gelmeli” tartışmaları yapılırken, yönetim yine hata yaptı ve Özcan Bizati’yi takımın başına getirdi.

Özcan hoca da bu takıma ilaç olamamış ve akademisyen hocaya da yol görünüyordu. Ali hocaya iki maçlığına bir kez daha görev verildi. Onun ardından da sportif direktörlüğe Deniz Kolgu getirildi. Söylentilere göre Levent Kızıl’ın araya girmesiyle de takımın başına Tamer Tuna geçirildi.

Yönetim hatayı hep hocalarda aradı. Oysa, en büyük hata takımın oluşturulmasında yaşandı. Alınan futbolcular bireysel olarak çok iyi olabilir. Ancak bu kulübe uymadı, uymaz da. Elindeki gençleri bir bir kaybeden Bursaspor, menejer Pertev’in direktifleriyle getirilen futbolculara bel bağlamıştı. Bursaspor’un kasasına borç üstüne borç bindiriliyordu. Gelinen noktada takımın dengesi bozulmuş, taraftar iyice umudunu yitirmiş, “Acaba küme düşer miyiz” kaygısı tavan yaptı.

Borç bir milyarın üstünde, transfer tahtası kapalı, Trabzonspor’a satıldığı söylenen üç genç futbolcunun huzursuzluğu…

Bursaspor’da kaos bitmez diyor ve soruyorum; “Bu kadar beceriksiz bir yönetim daha önce geldi mi?”

Hiç sanmam. Bundan sonra ne olur bilemem. Ancak, benim umudum kalmadı takımın üstünde büyük bir basiretsizlik var. Acil bir şekilde yönetim genel kurul kararı alarak takımı ve taraftarı rahatlatması gerekir. Bu şekilde kulüp yönetilmez. İlerleyen haftalar bir çok olaya gebe.

Benden söylemesi…