Dünyanın hiçbir ülkesinde hakemler eleştirilmiyor yalanlarını ben kabul etmiyorum. Zaten işin içinde olanlar da eleştirildiğini biliyor… 
Her ülkede hakem hatalıysa eleştirilir ve cezaları verilir. Ancak bizim bir farkımız var. Bizde eleştiriden öteye gitmiyor. Gitmiyor ama yine de bıkmadan usanmadan her hafta konuşuluyor. 
Hatta futboldan ziyade hakem konuşuluyor. 
Kısacası bu hakemlerle bu ligimiz bitecek (!) Nasıl anlarsanız…
Öyle ki, bazen hakem kararlarından lehine karar verilen kulüplerde rahatsız oluyor. Bunun en son örneği Sivas’ta yaşandı.Sivasspor - Galatasaray maçında Sivasspor’un verilmeyen nizami golünden sonra Galatasaraylıların da bu işten oldukça rahatsız olduklarını görüyoruz.
Zaten yönetim olarak da gerekli açıklamayı yaptılar. 
Gelelim Sivasspor cephesine…  
Mecnun Başkan gerçekten farklı bir başkan profili çiziyor. Maçtan sonra vakarlı bir duruşla kısa ve öz konuştu… 
Dört büyük takımından birinin aleyhine yapılsaydı bu bariz hata, sonucunu düşünmek dahi istemiyorum... 
Bu ligde şampiyonluk kadar düşmemek de önemli… Sivasspor inşallah bu ligden düşmez ama bir puana ihtiyaç olarak düşerse bunun vebalini kim ödeyecek?
Yetersiz hakemleri atayanlar mı? Yoksa yeterlileri bir an önce eleyip, stajyerlerle devam etmek isteyenler mi bilemiyorum. 
Sivasspor, başkanıyla, teknik direktörüyle, şehriyle bu ligi hak ediyor. Stadı, şehri, taraftarı, esnafı ve konaklamasıyla futbol şehri olmuş. Bireysel sporlarda da tarih yazmış. Ahmet Ayık, Hamza Yerlikaya ve Taha Akgül gibi Olimpiyat şampiyonları çıkarmış güzide bir şehrimiz... 
Real Madrid’ top koşturmuş, Roberto Carlos, Robınho, Cıcınho ve Barcelona’da oynamış Brezilyalı Santos gibi daha birçok dünya yıldızlarını Sivas’a kazandırmış ve ülke tanıtımına katkı sağlamış bir başkan Mecnun Başkan… 
Sivas’a yanlış yapmak Türk sporuna yapılmış bir yanlıştır. 
Buraya kadar her şey tamam da, diğer branşlardaki sıkıntılar ne olacak? 
Her yerde insan kalitesinden bahsediyoruz. Ama nedense bir türlü o kaliteyi yönetimsel olarak yakalayamıyoruz. Kimsenin kişiliği ve karakterine bir şey diyemeyiz (!) VAR’a gidip göremeyenler, suratına tükürülünce Ya Rabbi şükür diyenler, takım ayırımı yapanlarla ilgili kararı sizlerin vicdanlarına bırakıyorum…
Bunları çoğalta biliriz. Çoğalta biliriz de futbolcuları, teknik direktörleri ve futbolu yönetenleri bunların dışında tutmakta çok adilane bir durum olmayacak. Onlarda bu sistemin bir parçaları değil mi? 
Daha doğrusu spor camiasının içindeki gazeteciler de dahil hepimiz vicdanlarda suçluyuz. 
Çünkü, bizler de taraf oluyoruz.  
Futboldaki sıkıntıları görüyoruz da, acaba diğer branşlardaki sıkıntıları nasıl göreceğiz. Onları da görmek için amatör branşalar daha çok yer vererek göreceğiz.
Yerinde şampiyonaları, müsabakaları izleyerek göreceğiz. 
Gazetecilik gitmeden habercilik yapmak olmamalı. Sıkıntı her branşta var ama uygulama önemli. 
Bana voleybol ve basketbol daha adil bir spor gibi geliyor. 
Kırkpınar’da sıkıntının futboldan çok daha fazla olduğuna kim itiraz edebilir?
Sonuçta ülke olarak birçok spor dallarında dip yapıyoruz. 
Liyakat sahibi olmayanlar federasyon başkanlarıyada antrenörler…  
Hak etmeyenler sporcuların milli oluşu…  
Hepsi birleşince başarısızlıkların gelmesi de normal değil mi?
Başarılı olanları da zaten hemen alaşağı yapıyoruz. Bunun birçok örnekleri var.
Önce hepimiz gazeteciler dahil kafalarımızı değiştirmeliyiz. Sonra başarılar kendiliğinden gelecektir. 
Bir dip yapsak olacak ta dip yapamıyoruz. 
Suni başarılarla kendimizi kandırıyoruz. 
Ama hep te kendimizi kandırıyoruz. 
Dünyada kendi kendini kandıran başka bir millet var mı acaba?