Cumhuriyetimizin 101. Yılını idrak ettiğimiz ve içimiz kıpır kıpır, coşku dolu duygularla bu büyük bayramı kutlarken bir yandan da, bir hafta sonra ...
Cumhuriyetimizin 101. Yılını idrak ettiğimiz ve içimiz kıpır kıpır, coşku dolu duygularla bu büyük bayramı kutlarken bir yandan da, bir hafta sonra yapılacak olan seçimli genel kurul öncesi yaşananlara yeniden bir bakalım istiyorum.
Daha önceki de aynı cümleyi kurmuş ve bu seçimin masa tenisi için, diğerlerinden çok daha farklı ve de önemli olduğunun altını çizmiştim.
Bunun nedenlerinden bir iki tanesini, tam da bu özel günü geride bıraktığımız şu sıralarda Cumhuriyet Bayramı’nın hemen sonrasında altını çizmek istiyorum.
Bakın, yeniden seçilip başkan olmak için şu günlerde olağanüstü çaba sarf eden Kerim Koç bu yolculukta hedefe ulaşmak için görüş düşünce ayırt etmeksizin herkesle dirsek teması içinde.
Hiçbir yorum yapmadan, herkesin bildiği bir gerçeği buradan dile getirmek istiyorum.
Birincisi birkaç gün önce ölen FETÖ terör örgütünün sözde lideri Fethullah Gülen’in, başında olduğu yapılanmanın, en önemli uygulama alanlarından olan eğitimde, devlet tarafından kapatılan Anafen Okulları kadrosundan tanıdığımız Tahsin Ergül’ün, Kerim Koç’un bu yolculuktaki en önemli yol arkadaşı olduğunu söyleyeyim.
Geçmişte Masa Tenisi Federasyonu’nda genel koordinatörlük te yapmış bulunan Tahsin Ergül’le güç birliği içinde olan bir başkan adayını kim ve de nasıl içine sindirebilir acaba?
Ya da soruyu şöyle sormak daha doğru olsa gerek…
Tahsin Ergül’le birlikte hareket eden bir başkan adayına, bu ülkeyi seven bir insan oy verir mi?
Olaya Tahsin Ergül tarafından baktığımda bir sorun görmüyorum. Onun için gayet normal. Ancak, bu ülkenin en aktif spor branşlarından biri olan masatenisine başkan adayı olan bir insanın böyle bir aymazlığı yapıyor olmasına da, takdir edersiniz ki şaşırıyor ve diyorum ki, “Bu olsa olsa, ben o koltuğa bir şekilde oturayım da gerisini boş ver” mantığıdır.
Bu arada, bir küçük ilave daha yapayım ve Kerim Koç’a en yakın halkanın içinde olan bazı isimlerden kaynaklı olarak, aynı tabandan gelen Fatih Koleji kökenli kişi ve sporcuların kim olduklarını da sanırım hepimiz biliyoruz değil mi?
Ancak şu gerçeği hiç kimse unutmamalı… Bu ülke insanı, bu camianın çok çok büyük bir bölümü bu dolmayı yutmaz. Aksine bu dolmayı kendisine sunmaya çalışana yutturur…
Gelelim bir başka konu başlığına…
2022 yılında Beşiktaş’ta yönetim kurulu üyesi ve amatör şubelerden sorumlu Seyit Ateş , masatenisi şubesinin bütçesini 300 bin TL gibi dip bir seviyeye indirerek kulübü küme düşme noktasına kadar getirmiş bir insandır. Kerim Koç ’un arkadaşı ve en iyi dostlarından biri olan bu zatı muhterem kişisel egolarını kin duygusuyla bezemekten keyif alan biridir.
Öyle ki, desteklediği adayın yanında olmamamız, aynı zamanda delege olarak oy kullanamaması nedeniyle de bizi yuvamızdan uzaklaştırmaktan da hiç çekinmemiştir.
Lakin nereye kadar?
Yel kayadan ne alır? Yalnızca toz alır…
Beşiktaş kongre üyeliğim devam ediyor. Ayrıca, yukarıda Allah var. Doğrusunu söylememiz gerek. Halen masa tenisi şubesinin başında olan Hüseyin Gazi Yılmaz hocamızı ve çalışmalarını da destekliyor kendisini başarılı buluyorum…
Neyse, olayı kişiselleştirmemek adına ve de şimdilik kaydıyla, bu konuyu burada kapatmak istiyorum. Daha fazlasını öğrenmek isteyene her türlü detayı kanıtlarıyla ortaya koyarım. Günü geldiğinde bunu yapacağımdan da hiç kimsenin kuşkusu olmasın efendim.
Kalın sağlıcakla…